Milli Ekonomi İlkesi ve Uygulanması..

Konu: Milli Ekonomi İlkesi ve Uygulanması.. Çarş. Mart 09, 2011 10:08 pm

Bu model kapitalizmin ve diğer ekonomik sistemlerin bugüne kadar çözüm olarak sundukları çözümsüzlükleri ortadan kaldıran parayı ve kaynakları olması gerektiği şekilde devreye koyan
kalkınmanın merkezine insanı oturtan ve gayesi insanı yaşatmak olan
Milli Ekonomi Modeli’dir.Esasen Milli Ekonomi Modeli bütüncül bir
çözümdür. Sadece bir meseleye bakışını değerlendirmek oldukça
zordur.İşsizlik probleminin temel sebebi üretimin daralması ya da istenildiği oranda artmamasıdır.
Peki üretimdeki daralmanın sebepleri nelerdir?
1) İç pazardaki daralma ithalattaki patlama.
2) Dış pazardaki daralma ihracattaki tıkanıklık.
3) Üretim maliyetlerinin fazlalığı. (kredi hammadde enerji istihdam vergi nakliye vs.)
4) Üretime yapılan desteklerin azlığı.
5) Üretim ve ihracatın önündeki bürokratik engellerin fazlalığı.
6) Yeterince AR–GE çalışmalarının devreye konulmaması.
Başka etkenleri de ilave edebilirsiniz ama en önemlileri bunlar.
Üretimin önündeki bu engelleri tek tek incelediğinizde önemli bir sonuca
varacaksınız: “Hemen hemen hepsi IMF politikaları ve AB uyum
yasalarının yol açtığı etkenlerdir.”
Milli Ekonomi Modeli iç pazardaki daralmayı
sosyal devlet projeleriyle tüketimi canlandırarak çözmektedir. İç
tüketimin artması üretimi sağlıklı bir şekilde arttıracaktır. Bunun için
de yerli paramız devreye konulacaktır.
Yerli üretim ithalata karşı korunacaktır.
Paranın tahrik özelliği ve de emeğin ve üretimin karşılığı olması özelliği ilk defa bu modelde ortaya konulmuştur.
Yerli para yerli hammadde yerli enerji makul vergi güçlü devlet anlayışıyla üreticilere sunulacak bu da maliyetlerin azalmasına sebep olacaktır. Yapılan sübvansiyonlarla düşük maliyetle üreticilerimiz dış pazarda rekabet şansını yakalayacaktır.
Modelin dikkat çeken en önemli özelliklerden bir tanesi de ihracatın kendi paramız karşılığında yapılmasıdır. Modelde
ihracattaki temel hedef paramızın kullanım sahasının arttırılması
olarak ifade edilmektedir. Bunun için bize yakın olan ülkelerde de yine bizim paramızla sosyal devlet projeleri teşvik edilecektir.
Üretimde kendi kaynaklarımız ve paramız kullanıldığından kaynak sıkıntısı çekilmeyecek böylece üreticiler arkalarında güçlü bir devlet desteği bulacaklardır.
Gerek iç piyasada gerekse dış piyasada tüketimin canlanması maliyetlerin düşmesi desteklerin artması üreticilerin güvenle geleceğe bakmalarına ve de üretim kapasitelerinin artmasına vesile olacaktır.
Üretimin artması da işsizliğin son bulması demektir.
Dikkat ediniz işsizliğin azalmasından değil tamamen ortadan kalkmasından bahsediyor model.
Milli ekonomi modeli nedir?
1- Tamamen kendi insanımızın emeği çalışması ve üretimiyle ülkemizin kalkınmasını ve ekonomik bağımsızlığını hedefleyen ekonomik modeldir.
2- Bu yönüyle milli kalkınma modeli ülkeleri sömürmeyi hedef alan küresel güçlere karşı verilen mücadelenin de adıdır.
3- Bu model bir alternatif değil ekonomik savaşın yaşandığı günümüz dünyasında yegâne kalkınma modelidir.
Milli Kalkınma Modeli’nin esasları
1- Maksat ülkemizin kalkınması ve ekonomik bağımsızlığıdır. Ekonomik bağımsızlıktan kasıt Türkiye’nin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olması iç ve dış ödemelerini borçlanmadan temin etmesidir.
2- Uluslararası sermayenin gelişmekte olan ülkelere karşı yürüttüğü ekonomik savaştan dolayı ülkemizde reel sektör ileri teknoloji kullanan büyük yatırım ve organizasyonları gerçekleştiren projeleri hayata geçirecek güçten uzaklaşmıştır.
3- Bu sebeple devlet yeni ürünler geliştiren yeni pazarlar bulan yeni teknik ve yöntemlerin uygulandığı ve büyük sermaye yatırımlarının gerektiği alanlara girip
mamul ve yarı mamul üreterek reel sektöre öncülük yapacak; uzun vadede
üretimimiz ve istikrarın sağlanması için stratejik malların üretimi
garanti altına alınacaktır.
4- Reel sektör faaliyet dışı gelirlerle değil üretimle para kazanmaya yönlendirilecektir.
5- Üreticinin sıfır maliyetle sermaye elde edebilmesi için emisyonun genişletilmesi ve faiz giderlerinin kaldırılmasıyla elde edilecek kaynak proje mukabili müteşebbise verilecektir.
6- Sigorta vergi ve enerji gelirleri aşağıya çekilerek
maliyetlerin düşürülmesi temin edilecek; bu sayede halkımıza dış
piyasa koşullarında rekabet edebilecek mal sağlanmış olacaktır.
7- Yerli üretim ithal mallar karşısında korunacaktır.
8- Dışarıya satılan hammadde ve yarı mamullerin değer katılarak mamul haline geldikten sonra ihraç edilmesi sağlanacaktır.
9- Yapılacak yatırımlar
ekonomik açıdan öncelikli sektörlere dağıtılarak verimlilik
yakalanacak ve yatırım hacmi ile daha yüksek bir büyüme hızı elde
edilecektir.
10- Yabancı sermayenin
bir ülkeye enerji kaynaklarını veya doğal kaynakları kullanmak veya
gümrük duvarlarını aşarak iç pazara mal ve hizmet satmak için geldiği
bilinmektedir. Gelişmekte olan ülkeleri sömürme mantığı dışında yatırım
yaptığı ülkeyle ’ekonomik kader birliği’ yapacak ve kazandığı paranın
tamamını bu ülke içinde tekrar yatırıma dönüştürecek anlayışta olan
yabancı sermayeye her türlü teşvik ve kolaylık sağlanacaktır.
11- Döviz kurlarını belirsizleştirmesi ve döviz riskine sebep olması
dolayısıyla ve sermaye hareketleri üzerinde daraltıcı etkileri ve
üreticimizin en riskli maliyet unsuru olması sebebiyle ’dalgalı kur
politikasına son verilecek’tir. Türk parasının değeri Merkez Bankası eliyle korunacak dolarizasyonu önleyecek tedbirler alınacaktır.
12- Bankacılık kesimi devlet denetimi altında olacak faiz hadlerinin belirlenmesinde banka kredilerinin sektörler ve firmalar arasındaki yatırımlarının dağılım ve yapısı kontrol altında tutulacaktır.
13- Uluslararası tahkim uygulamasına son verilecektir.
14- Gümrük Birliği millî çıkarlarımız doğrultusunda tekrar gözden geçirilecektir.
15- Spekülatif para ve sermaye hareketlerine karşı tedbirler alınacaktır.
16- İşçi ve memurdan vergi alınmayacak; geliri 100 milyarın altında olan üretici ve pazarlamacıdan da vergi alınmayacaktır.
17- Tarım ve hayvancılık ormancılık ve madencilik desteklenecek; bu işletmelerin devreye girmesi için faizsiz kredi verilecektir.

» Cumhuriyetin İlk Yıllarında Ekonomi..